Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü bazı kadınlar, Yanlış yapmak ve yalnız kalmak arasında bir tercih yaparlar. Adamına göre değil, adabına göre. Heveslerine göre değil, hislerine göre karar verirler. Sahte bir mutluluk yerine sade bir yalnızlığı tercih ederler. İşte bu yüzden bazı kadınlar, Sınırlarını kendilerinin çizdiği, gizli ve gizemli bir ülkede yaşarlar. Zorunlu olduklarından değil, gururlu olduklarından.
Zordur kadın olmak, Her an kırılıverecekmiş gibi yaşamak! Herkesin yerine her şeyi düşünüyor olmak ama herkesçe çokta umursanmamak! Bir türlü anlaşılamamak, Hep bir şeyleri istemekle suçlanmak! Onca kalabalığa rağmen yalnız olmak ve sadece içindeki çocuk tarafından sarılmak! Anne olmak, eş olmak, Her şey olmak, bir varlığıyla bin parçaya ayrılmak! Bütün bunların yanında içindeki çocuğun elinden tutup O'nu da yaşatmak’ Zordur kadın olmak; Hep bir şeyleri, birilerini toplamak zorunda kalmak! Güçsüzlükle suçlanmak ama her zorlukta sığınılan liman olarak var olmak! Ve bu tezat duygular arasında yinede ayakta kalarak yaşamak! Zordur kadın olmak, Her gün bir şekilde kırılmak buna rağmen tüm parçaları bir arada tutmak! Kalbi kırılır, umudu kırılır, hayat yada biri kırmazsa tırnağı kırılır, saçı kırılır! Ama kırılır; Allah vergisi olmalı bu kadar çok kırılırken; hep ayaktadır hep tek parçadır! Çok şeyleri saklar içinde, bilir belki de anlatamayacaktır kimselere! Onca kalabalığa rağmen ; Bu yüzden yalnızdır bütün kadınlar belki de!
Reklam
EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
Bir Bayram Günü
Günün henüz ağarmaya başladığı saatlerde çayır çimen kırağıya yenik düşerdi. Güne normalden biraz daha erken başlayan köylü kadınlar telaşla ahırlara giderken, içeriden sabırsız inek sesleri gelirdi. Belki yavrusuna kavuşma heyecanı, belki özgürlüğe kavuşma ümidiydi o sesleniş. Kıyafetlerini dâhi bazen eşlerinin, bazen evi çekip çeviren
Latife Hanım ile Mustafa Kemal’in sırrı: Kanlı yelpaze
Latife Hanım-Mustafa Kemal evliliğinin gergin anlarından biri... Sinirini yelpazesini avucuna vurarak gidermeye çalışan Latife Hanım, elini kanatır. Atatürk, tokat atmaya yeltenir. Fakat Latife Hanım kendini müdafaa için elini siper etmeye kalkınca kanlı parmaklar Atatürk’ün yüzüne isabet eder... Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına giren
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Çünkü bazı kadınlar, Yanlış yapmak ve yalnız kalmak arasında bir tercih yaparlar. Adamına göre degil, Adabına göre. Heveslerine göre değil, Hislerine göre karar verirler. Sahte bir mutluluk yerine, Sade bir yalnızlığı tercih ederler. İşte bu yüzden bazı kadınlar, Sınırlarını kendilerinin çizdiği, Gizli ve gizemli bir ülkede yaşarlar. Zorunlu olduklarından değil, Gururlu olduklarından.
Çünkü bazı kadınlar, Yanliş yapmak ve yalnız kalmak arasında bir tercih yaparlar Adamına göre değil, Adabına göre. Heveslerine göre değil, Hislerine göre kara verirler. Sahte bir mutluluk yerine Sade bir yalnızlığı tercih ederler. Işte bu yüzden bazı kadınlar, Sınırlarını kendilerine göre çizdiği, Gizli ve gizemli bir ülkede yaşarlar. Zorunlu olduklarından değil, Gururlu olduklarından...
Vasiyetimdir Sevgili Atölyem;
‘Ah’lar Ağacı 1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
946 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.